GÖLCÜK ŞUBEMİZİN 7. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI
GÖLCÜK ŞUBEMİZİN 7. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI

Türk Metal Sendikası Gölcük Şubesi 7. Olağan Genel Kurulu 4 Aralık 2022 Pazar günü, toplandı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Divan Kurulu Başkanlığına seçildiği genel kurulda Divan Başkanvekilliklerini Genel Başkan Yardımcılarımız Uysal Altundağ ve Halil Faki Erdal, Divan Kâtipliklerini Türkan Kartal ve Mesut Bölme yürüttü.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasında satır başları:

“Kazanımlarımızın pul olmadığı bir düzen istiyorum”

Gölcük Şubemizin 7. Olağan Genel Kurulu’nda bir konuşma gerçekleştiren Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, sözlerine geçtiğimiz yıl mücadelesi verilen ve 2022 yılının ilk günlerinde imzalanan grup toplu iş sözleşmesine değinerek başlarken şunları söyledi: “Masaya yüreğimizi koyduk, inancımızı koyduk. Masaya çelikten bir irade koyduk. Yalnızca ben değil, hepiniz oradaydınız. Benim sesim, bileğim, aklım oldunuz. Direne direne kazandık. Evet kazandık. Ama şimdi dönüp geriye baktığımda yaşadığım hayal kırıklığını sizlere anlatmakta zorlanıyorum. Hatta bazen, son bir yılda yaşadığımız tüm bu olumsuzlukların bir kabus olmasını diliyor, bir an önce bu kabustan uyanmak istiyorum. Aslına bakarsanız o kadar da çok şey istemiyorum. Her insanın beklentisi olan basit ve sıradan şeyler istiyorum. Öyle han hamam, yat, kat, faizde kur korumalı mevduat falan değil. Kazanımlarımızın pul olmadığı, alın terimizin boşa akmadığı, umutlarımızın cılız bir alev gibi sönmediği, büyük mücadelelerle kazandıklarımızın, bu kadar kolay kaybedilmediği bir düzen istiyorum. Biz bu kadar ezilirken, bütün faturanın sırtımıza yüklenmediği bir düzen, bir sistem,  bir ekonomik model istiyorum.”

“Yaşananların bedeli bize yüklendi”

Genel Başkanımız Kavlak, ülkemizde ekonomik anlamda yaşanan olumsuzluklar yerine umut ve zafer dolu yarınlardan bahsetmek istediğini fakat ülkemizde son bir yılda yaşanan sıkıntıları konuşmaktan kendini alamadığın dile getirirken sözlerine şöyle devam etti: “Dünya alem biliyor ki, biz imzaladığımız bütün sözleşmelerde başarılı olan bir sendikayız. Özellikle de son yıllardaki grup toplu sözleşmeleriyle, tarih yazdık. 2017’de “Yüzyılın Sözleşmesini” imzaladık. Sözleşmeye otururken ilk altı aylık enflasyon yüzde 3,2 idi, biz, yüzde 38,28 talep ettik. Pazarlık sonucu, ilk 6 ay için yüzde 24,63 aldık. Çıtayı öyle bir yere koyduk ki… Öyle bir sözleşme yaptık ki, dosta düşmana parmak ısırttık. Bize saldırmayı alışkanlık haline getirenler bile sus pus oldular. Tek kelime edemediler. Ardından 2019 sözleşmesi geldi. Ekonomik krizin başlamasına, sanayi kesiminde sorunlar yaşanmasına rağmen yine tarih yazdık, yine kazandık. Altı aylık enflasyon yüzde 6 idi. Biz yüzde 20 talep ettik, mücadelemiz sonucunda ilk 6 ay için yüzde 17,12 aldık. Çıtayı aşağı düşürmedik. Üyelerimizin başını eğmedik. Sendikal harekete örnek olduk. Sonra ne oldu? Sonra, korona denen bir bela yüzünden pandemi koşullarını yaşamaya başladık. Herkes evine kapandı ama biz işimizin başındaydık. Ölümüne çalıştık, canımız pahasına çalıştık. Arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi toprağa verdik, ardından gelip, çalışmaya devam ettik. Pandemiyle birlikte ağırlaşan hayat şartları, giderek artan enflasyon, durgunluk, üretim krizleri, işten çıkartmalar herkesten önce emekçileri vurmaya başladı. Biz bütün önlemlerimizi zamanında alarak, en ufak bir ücret kaybına bile uğramadan, işten çıkarılma korkusu yaşamadan bu süreci atlattık. Çünkü işin vahametine daha devletimiz uyanmadan biz uyanmıştık. Bu süreçte hiçbir emekçi arkadaşımız işsiz kalmadı. Ücretini eksik almadı. Ancak değerli arkadaşlarım,  her işçinin bir Türk Metal’i yok. Her işçinin böyle bir sendikası yok. Arkasında dağ gibi duran bir kalesi yok. Çünkü sizin sendikanız var. Sizin arkanızda dağ gibi duran Türk Metal Sendikası var.

Bakın dostlarım, Bu yılın başında Yine olağanüstü bir başarıya imza attık. Yine bir kuruşunuzu bile masada bırakmadık. Yine bütün kesimlerin, Gıptayla izlediği bir süreci Başarıyla geride bıraktık. Üstelik bu sefer MESS tarihinde ilk kez Sözleşmeyi işkolumuzdaki diğer sendikalarla birlikte imzaladık. Sizin ve aileniz için umut dolu bir gelecek hayal ettik ve bu hayalin peşinden giderek bir kez daha başardık… Bir kez daha oh dedik. İlk altı ayda, yüzde 27,44, ikinci altı ayda, yüzde 41,93 aldık. Geçtiğimiz Eylül başında resmi enflasyon oranı olan üçüncü altı ay zammı da yüzde 26,97 oldu. Böylece, bir yılda sağlanan artış yüzde 129,66’ya ulaştı. Sosyal hakları da eklediğimizde bu oran yüzde 138,92’ye çıktı. Yani biz işimizi yaptık değerli arkadaşlarım.”

Türk Metal Sendikası’nın son dönemde imzaladığı başarılı sözleşmelere rağmen dünyada ve ülkemizde yaşanan tüm olumsuz gelişmelerin metal işçilerine yansıdığı dile getiren Genel Başkanımız Kavlak, “Peki, sonra ne oldu? Bu sefer, Dünya haritasında bir tuğlayı yerinden oynattılar. Yine emekçilerin gündeminde olmayan bir gelişme pişmiş aşımıza su katmaya başladı. Enerji krizi, tahıl krizi derken nükleer tehditler bile duymaya başladık. Bunlara bir de içerdeki kırılgan siyasi süreç, ekonomide yeni model arayışları, Merkez Bankasının kararları ve başımızın belası TÜİK’in enflasyon oranları eklenince yine sevincimiz kursağımızda kaldı. Yine zaman, bizi paçamızdan çekmeye başladı. Sorunlar ardı ardına geldi. Bıçak kemiğe dayandı. Yine yaşananların bedeli bize yüklendi. Bu alınan kararların ardından yine olan bize oldu” dedi.

2021 yılında Asgari Ücret Tespit Komisyonu üyesi olmamasına rağmen Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan son toplantıya TÜRK-İŞ’i temsilen katıldığını hatırlatarak sözlerine devam eden Genel Başkanımız Kavlak,  bu yıl gerçekleştirilecek Asgari Ücret Tespit Komisyonunda yer alacağına dikkat çekerek şunları söyledi:  “2021 yılının son günlerinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2022 yılının asgari ücretini belirlemek üzere toplanmıştı. TÜRK-İŞ’i temsilen Genel Eğitim Sekreterimiz Nazmi Bey, zorlu ve başarılı bir mücadele vermişti. Ben de Asgari Ücret Tespit Komisyonu üyesi olmamama rağmen TÜRK-İŞ Genel Sekreteri olarak Bakanlıkta yapılan son pazarlık aşamasına Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan son toplantıya, Nazmi Bey ile birlikte TÜRK-İŞ’i temsilen katılmıştım. O son toplantıya Külliye’ye giderken kafamıza koymuştuk. Bu çok önemli bir fırsattı bir daha kolay kolay ele geçmezdi. Asgari ücreti belirlerken, çok önemli bir şey daha yapmalıydık. Türkiye işçi sınıfının on yıllardır süren özlemini dindirmeliydik. Pandemiydi, ekonomik krizdi, şuydu, buydu derken kapkaranlık geçen bir dönemin sonunda bu dönemin mağduru tüm işçiler için iyi bir şey yapmalıydık. Ben 1977 yılında işe başladığımda işyerinden ağabeylerim beni bir eyleme götürdüler. Orada asgari ücretin vergi dışı kalması için slogan atıyorduk. Yani bu yalnızca benim bildiğim 45 yıllık bir hikâyeydi. İşte o toplantıya kafamızda bunlarla gittik. Yıllardır her açıklamamızda, her konuşmamızda, ısrarla talep ettiğimiz, Asgari ücretin vergi dışı kalmasını orada tekrar gündeme getirmeliydik. Artık bu işi çözmeliydik. Bunu yalnızca biz değil işveren tarafı da talep edince, Sayın Cumhurbaşkanı da tarihi bir karar verdi. Ve asgari ücret vergi dışı kaldı. Bu, çok önemli bir gelişmeydi. Ancak bu da yetmezdi. Yine bizim ısrarlı taleplerimiz sonucunda tüm çalışanların ücretlerinden asgari ücret kadar olan kısmının vergi dışı kalması da karar altına alındı. Allah bunu bize nasip etti. TÜRK-İŞ’e nasip etti. Yaptığımız bu devrim gibi değişiklikle her bir işçimizin bu sene için 9 bin 200 lirası cebinde kaldı.

Bunlar oldu, geçti gitti. Şimdi Komisyon yine kuruluyor. Aralık ayı, asgari ücret için çok çetin geçecek. O masada yine biz olacağız. TÜRK-İŞ olacak. Bu sefer yalnızca asgari ücret için değil, başka bir konu için de mücadele edeceğiz. O masada bu kez hepimizin canını yakan bizi canımızdan bezdiren vergi oranlarıyla ilgili değişiklik talep edeceğiz. Mücadelenin kralını vereceğiz. Bakın 2002 yılında vergi matrahının 1. dilimi 13 brüt asgari ücretti. Yani bugünkü brüt asgari ücret olan 7 bin 500 lirayla, bu matrah 97 bin 500 liraya denk geliyordu. 2009 yılında matrahın birinci dilimi 19 brüt asgari ücrete yükseldi. Yani bugünkü brüt asgari ücret olan 7 bin 500 lirayla yaklaşık 150 bin liraya denk geliyordu. Bu oranlarla, işçiler ancak 11 ve 12. ayda yüzde 20 oranına geliyordu. Peki, bugün böyle mi? Bugün verginin ilk dilimi 32 bin lira. Yani neredeyse 4.5 asgari ücret. Bizim üyelerimiz üçüncü ayda yüzde 20’ye yedinci ayda yüzde 27 vergi oranına geliyor. Yılsonunda da yüzde 35 oranında vergi ödüyor. Bu orana bir de sigorta primi kesintisini, işsizlik ödeneği kesintisini ekleyin, neredeyse her ay ücretimizin yüzde 54’ü vergiye gidiyor. O da yetmiyor, ücretimizin kalan yüzde 46’sıyla çarşıya pazara gidiyoruz, yüzde 18 KDV ödüyoruz. Özel Tüketim Vergisi ödüyoruz. İletişim vergisi ödüyoruz. Evimiz varsa emlak vergisi ödüyoruz. Arabamız varsa otomobil vergisi ödüyoruz. Yani ödüyoruz de ödüyoruz… Yahu Allah aşkına, böyle bir şey olur mu? Böyle haksız bir düzen kabul edilebilir mi? İşçinin, emekçinin sırtına bu kadar binilir mi? İşte o masada bunların mücadelesini vereceğiz. Ama o masada yalnız olmayacağız. O masada sizler de bizimle olacaksınız güç vereceksiniz dedi.

“TÜRK-İŞ yalnızca işçilerin değil, Toplumun tüm kesimlerinin umududur.”

Sözlerine TÜRK-İŞ’in ülkemiz çalışma hayatındaki önemine vurgu yaparak devam eden Genel Başkanımız Kavlak, “Her zaman söylediğimiz bir şey var, bu ülkede işçiler adına kazanılmış ne kadar hak varsa altında TÜRK-İŞ’in imzası vardır. TÜRK-İŞ yalnızca işçilerin değil, Toplumun tüm kesimlerinin umududur. Asgari ücretliler için de umuttur, güvencedir. Çok fazla yaptırım gücümüz olmasa da Asgari ücret her yıl devletin temsilcileri Ve işverenler tarafından belirlense de biz yine o masada işçinin haklarını sonuna kadar savunacağız. Arkadaşlarımızın en iyi ücreti almaları için mücadele edeceğiz. Önceki akşam TÜRK-İŞ’imizin değerli Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay bir televizyon kanalında bir rakam dile getirdi. Bu açıklama bazı kesimler tarafından kötü niyetle çarpıtılıyor. Sayın Başkanın söylediği bu rakam bizim asgari ücret rakamımız değildir. O rakam, açlığın sınırıdır. O nedenle bizden duymadığınız hiçbir bilgiye, yoruma itibar etmeyin. Asgari ücretliler için, elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Onların haklarını sonuna kadar koruyacağız. Çalışma hayatının gündemi, sorunları bunlarla sınırlı değil. Daha birlikte mücadele edeceğimiz, birlikte çözeceğimiz çok sorunumuz var. Ama ben biliyorum ki siz birlik ve beraberlik içinde oldukça, siz dayanışmaya devam ettikçe ve siz bizim arkamızda durduğunuz sürece evelallah bütün sorunların üstesinden geliriz. Bütün engelleri aşar yolumuzda yürümeye devam ederiz. Bu sorunları elbette aşacağız. Peki, ama nasıl aşacağız? Mücadele ederek, birlik olarak, örgütlü olarak, güçlü olarak… Nerede? Güç neredeyse orada… TÜRK-İŞ’te… Türk Metal’de… Hep birlikte…

***

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından ise kürsüye çıkan Gölcük Belediye Başkanı Av. Ali Yıldırım Sezer ile Ford Otosan İnsan Kaynakları Direktörü Ali Rıza Aksoy genel kurul delegelerine başarı dileklerini sundukları bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

***

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından Gölcük Şubemizin Faaliyet Raporu genel kurul delegeleri tarafından oybirliği ile kabul edildi. Bu bölümde Ford Otosan’dan Berna Atabay ile Ümit Demir söz alarak konuştu.

***

Genel Kurula katılan misafirler arasında TÜRK-İŞ İstanbul 1. Bölge Müdürü Adnan Uyar, TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, Ford Otosan Gölcük Fabrikası Müdürü Aysan Hoşver, Ford Otosan Endüstri İlişkileri Yöneticisi Selçuk Borakay, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş ile siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yer aldı.

***

Tek liste ile gidilen seçimlerde Şube Başkanlığına Mehmet Şener, Şube Sekreterliğine Volkan Çorbacı, Şube Mali Sekreterliğine Kadem Gürdal, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine Yasin Galyan ve Şube Eğitim Sekreterliğine Berna Atabay seçildi.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol