SAKARYA ŞUBEMİZİN 13. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI
SAKARYA ŞUBEMİZİN 13. OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI

Türk Metal Sendikası Sakarya Şubesi 13. Olağan Genel Kurulu açılış programı 3 Aralık 2022 Cumartesi günü, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Divan Kurulu Başkanlığına seçildiği genel kurulda Genel Kurul Divanı, Genel Başkan Yardımcılarımız Uysal Altundağ ve Halil Faki Erdal ile Müzeyyen Aydın ve İbrahim Yazıcı’dan oluştu.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satır başları:

"TÜRK-İŞ Nerede Biz Oradayız..."

Sakarya Şubemizin 13. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanı olarak delegelere seslenen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, sözlerine Sakarya şehrinin Türk sendikacılık tarihinine çok önemli sendikacılar kazandırdığını hatırlatarak başlarken, “Sakarya, verimli topraklarıyla, Türk sendikacılığını besleyen ona hayat veren, can veren büyük bir hazinedir. Burası, büyük bir emek kentidir, mücadele kentidir, bir direniş kentidir” dedi.

Ülkemizin tüm kesimleri için konuşan ve onlar için mücadele eden tek kurumun Türkiye İşçi Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) olduğunu dile getiren Genel Başkanımız Kavlak, TÜRK-İŞ’in çalışma yaşamına kattığı kazanımlara dikkat çekerek şunları söyledi: “Eğer geçmişte,696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girdiyse, yaklaşık 700 bin taşeron işçisi kadro hakkı kazandıysa bu TÜRK-İŞ’in mücadelesinin sonucudur. TÜRK-İŞ, ülkemizde taşeron sorununu o kadar gündemde tutmasaydı, mitingler, eylemler yapmasaydı. Konuyu her fırsatta siyasilere götürmeseydi, inanın bana biz bugün hala taşeron sorununu konuşuyor olacaktık. Oysa o dönemde kadroya geçemeyen KİT’lerdeki 50 bin geçici işçinin kadroya geçmesini bugünlerde bekliyoruz. Bunu başaran TÜRK-İŞ’tir. Eğer bugün ülkemizde geçici işçilerin kadroya alınması da gündemimizdeyse, bu da TÜRK-İŞ’in sayesindedir. Hatırlayın bu arkadaşlarımız eskiden yılda yalnızca 5 ay 29 gün çalışıyorlardı. Bunu önce 9 ay 29 güne çıkardık. Eğer bugün geçici işçilerin çalışma süreleri 11 ay 29 güne çıkarılıyorsa bu da TÜRK-İŞ’in başarısıdır. Kamu işçilerinin zorunlu emeklilikleri dört yıl boyunca erteleniyorsa bu da bizlerin eseridir. Yani TÜRK-İŞ’in eseridir. TÜRK-İŞ, Kıdem tazminatı hakkımızla ilgili bu kadar direnmeseydi, pandemi koşullarında getirilen düzenlemelere o günün zor şartlarında tepki gösterip eylem ve miting yapmasaydı, belki de bugün kıdem tazminatı hakkımızı kaybedecektik. Kim ne derse desin, kim hangi çamuru atarsa atsın TÜRK-İŞ bu ülkenin de işçi sınıfının da, yüz akıdır. O nedenle Türk Metal üyeleri her zaman, her yerde gururla bağıracaktır. “TÜRK-İŞ Nerede Biz Oradayız…”

“Biz işimizi yaptık”

Genel Başkanımız Kavlak, Türk Metal Sendikası’nın son dönemde işveren sendikası MESS ile imzaladığı grup toplu iş sözleşmelerine ve pandemi döneminde yine MESS ile imzaladığı protokolle elde edilen kazanımlar hakkında açıklamalarda bulundu. Ve sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle şu son bir yılda yaşadığımız sıkıntıların etkisini konuşmaktan, bunları sizlerle paylaşmaktan, dertleşmekten de kendimi alamıyorum. Çünkü biz ne zaman oh desek, yaşananlar bizi paçamızdan tutup yere yapıştırmak istiyor. Ne zaman keyifle işimize sarılsak, hayat bütün acımasızlığıyla üzerimize çullanıyor. İçine düştüğümüz koşullar bu hayat pahalılığı isyanımızı tetikliyor. Hepiniz biliyorsunuz ülkemiz, Kuzey Anadolu fay hattı denilen dünyanın en riskli fay hatlarından birinin üzerinde. Zaman zaman bu hattın kırılması nedeniyle hepimiz acı dolu günler yaşıyoruz.  Bunlardan en sonuncusunu geçen hafta yaşadık. Sakarya da dahil olmak üzere tüm Marmara ve Kuzey Anadolu sallandı.  Hepinize geçmiş olsun, Allah bizleri beterinden korusun. Fakat ben bugün başka bir fay hattına dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu fay da zaman zaman kırılıyor, ancak bunu bütün Türkiye hissetmiyor. Maalesef yalnızca biz emekçiler hissediyoruz. Çünkü bu fayın üzerinde yalnızca biz oturuyoruz. Peki, nedir bu fayın adı? Bu fayın adı ekonomidir değerli arkadaşlar. Ne zaman kırılsa, ne zaman sallansa bir tek bizim ocağımız zarar görüyor. Bir tek bizim masamız devriliyor. Bir tek bizim ekmeğimiz küçülüyor. Yani bu sarsıntıyı sadece biz hissediyoruz.

Bu yılın başında yine olağanüstü bir başarıya imza attık. Yine bir kuruşunuzu bile masada bırakmadık. Yine bütün kesimlerin gıptayla izlediği bir süreci başarıyla geride bıraktık. Üstelik bu sefer MESS tarihinde ilk kez sözleşmeyi işkolumuzdaki diğer sendikalarla birlikte imzaladık. Sizin ve aileniz için umut dolu bir gelecek hayal ettik ve bu hayalin peşinden giderek bir kez daha başardık. Bir kez daha oh dedik. İlk altı ayda yüzde 27,44, ikinci altı ayda, yüzde 41,93 aldık. Geçtiğimiz Eylül başında resmi enflasyon oranı olan üçüncü altı ay zammı da yüzde 26,97 oldu. Böylece bir yılda sağlanan artış yüzde 129,66'ya ulaştı. Sosyal hakları da eklediğimizde bu oran yüzde 138,92'ye çıktı. Yani biz işimizi yaptık değerli arkadaşlarım.

Peki, sonra ne oldu? Bu sefer, dünya haritasında bir tuğlayı yerinden oynattılar. Yine emekçilerin gündeminde olmayan bir gelişme pişmiş aşımıza su katmaya başladı. Enerji krizi, tahıl krizi derken, nükleer tehditler bile duymaya başladık. Bunlara bir de içerdeki kırılgan siyasi süreç, ekonomide yeni model arayışları, merkez Bankasının kararları ve başımızın belası TÜİK’in enflasyon oranları eklenince yine sevincimiz kursağımızda kaldı. Yine zaman bizi paçamızdan çekmeye başladı. Sorunlar ardı ardına geldi. Bıçak kemiğe dayandı. Yine yaşananların bedeli bize yüklendi. Bu alınan kararların ardından, yine olan bize oldu.” 

“Bu ülkede emekçinin krizi var”

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, salonda bulundan delegelere ve misafirlere ülkemizde ekonomik anlamda yaşanan gelişmeleri değerlendirken, “Bu ülkede ekonomik kriz var mı?” diye seslenirken sözlerine şöyle devam etti: “Bu ülkede ekonomik kriz falan yok. Eğer ülkede ekonomik kriz olsaydı, bankalar yüzde 300 kar edemezdi. Eğer ülkede ekonomik kriz olsaydı, örgütlü olduğumuz ya da olmadığımız şirketler, karlarına bu kadar kar katamazdı. İhracat rekorları kıramazdı. Eğer bu ülkede ekonomik kriz olsaydı, birileri için hayat bayram olmazdı. Hayat bayram olmazdı. Değerli arkadaşlarım, bu ülkede ekonomik kriz falan yok. Peki, o zaman ne var? Emekçinin krizi var. Emekçinin. Bizim krizimiz var. İşçinin, memurun, emeklinin, küçük esnafın, dar ve sabit gelirlilerin krizi var. Bu kriz, bizim krizimizdir.”

Türkiye İstatistik Kurumu, TUİK’in yayımladığı Türkiye’nin büyüme rakamlarında dikkat çeken Genel Başkanımız Kavlak, “Yılın ikinci çeyreğinde, Türkiye yüzde 7.6 oranında büyümüş. Çok güzel, iyi olmuş. Bu rakamlar bizi elbette mutlu ediyor. Ülkemizin ekonomik olarak büyümesinden mutluluk duyuyoruz. Ancak değerli arkadaşlarım, burada bizim için önemli olan şudur: Önemli olan bizim yani emeği ile geçinenlerin bu büyümeden aldığı paydır. Bakın sermayenin bu büyümeden aldığı pay, yılın ilk çeyreğinde yüzde 47,6 iken bu oran ikinci çeyrekte yüzde 54'e yükselmiş. Peki, emeğin bu büyümeden aldığı pay ne olmuş? Yılın ilk çeyreğinde bu oran yüzde 31,2 iken, ikinci çeyrekte yüzde 25,4'e gerilemiş. Yani biz yoksullaşmışız. Yani biz, kaybetmişiz. Yani bu krizin bedelini biz ödemişiz. Değerli arkadaşlarım, demek ki, bu ülkede ekonomik kriz falan yok. Bu ülkede adaletsiz gelir dağılımı var. Adaletsiz vergi politikaları var. Bizim cebimizden alınıp bir avuç zenginin cebine konanlar var. Haksız uygulamalar var. Var oğlu var” dedi.

“Yine mücadele edeceğiz, yine kazanacağız.”

TUİK’in yayımladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını dile getiren ve bu rakamlarının inandırıcılığı olmadığını vurgulayan Genel Başkanımız Kavlak, şunları söyledi: “Bütün bir ay boyunca çok çalışıyorlar, tenis topunun, saç tokasının, kremalı mantar çorbasının fiyatlarını araştırıyorlar. Sonra da enflasyon rakamını açıklıyorlar. Sağ olsunlar. O kadar cömert davranıyorlar ki, o kadar geniş gönüllü davranıyorlar ki hiçbir şeyden kaçınmıyorlar. Yahu siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Bizimle alay mı ediyorsunuz? Bu ülkede, iğneden ipliğe, temel gıda maddelerinden enerjiye, her şeyin fiyatı üçe, hatta dörde katlamışken, Ocak ayından bu güne yani neredeyse son bir yılda, doğalgaza yüzde 264, elektriğe yüzde 184, benzine yüzde 312, ekmeğe yüzde 250 zam gelmişken siz hangi enflasyondan söz ediyorsunuz? Sizin o rakamlarınıza hiç kimse inanmıyor. Biz hiç inanmıyoruz.

Bakınız Kasım ayı başında TÜİK'in beyleri enflasyonu açıkladı. Ne dediler? Yüzde 85. Peki, devletin her yıl açıkladığı yeniden değerleme oranı var ya… Hani köprü geçişlerine, trafik cezalarına, pasaport harçlarına yapılan güncelleme kaç olarak açıklandı biliyor musunuz? Evet, yüzde 123 olarak açıklandı. Neden? Çünkü devletimiz diyor ki, bu rakamın altında açıklarsam, devlet zarar eder. Aslında ne demek istiyor? Enflasyon en az bu kadar demek istiyor. Peki, şimdi soruyorum. Devlet zarar ediyor da biz etmiyor muyuz? Yahu el insaf… Siz bir enflasyon oranı açıklıyorsunuz, emeklisi, memuru, dulu, yetimi hepsi sizin açıkladığınız o rakama göre zam alıyor. Siz bir oran açıklıyorsunuz metal emekçisi, o rakamla sözleşme masasına oturuyor. Bakın buradan ilan ediyorum. İşte 2023 sözleşmesi geliyor. Ben artık o TÜİK rakamlarıyla masaya oturmam. O rakamlarla pazarlık yapmam.

Uğraşıyoruz, mücadele ediyoruz. Uykusuz geceler geçiriyoruz. Sokakları, caddeleri dolduruyoruz. Miting alanlarında avazımız çıktığı kadar bağırıyoruz, sonunda da bir sözleşme imzalıyoruz. Aradan üç ay geçiyor, enflasyon canavarı cebimizi kemirmeye başlıyor. Elde avuçta ne varsa gidiyor. Değerli arkadaşlarım, sizden rica ediyorum. Dişinizi biraz sıkın, biraz daha sabredin. İşte 2023 geliyor. İşte o masa geliyor. Yine mücadele edeceğiz, direnişler, eylemler, mitingler yapacağız. Yine kazanacağız. Yeter ki, siz bizim arkamızda durun. Yeter ki, destek verin. Yeter ki, direnin, mücadele edin...”

İşçinin, emekçinin sırtına bu kadar binilir mi?

Asgari ücret tespit komisyonu toplantılarının önümüzdeki hafta başlayacağına dile getirerek sözlerine devam eden Genel Başkanımız Kavlak, “O masada yine biz olacağız. TÜRK-İŞ olacak. Bu sefer yalnızca asgari ücret için değil, başka bir konu için de mücadele edeceğiz. O masada bu kez, hepimizin canını yakan, bizi canımızdan bezdiren, vergi oranlarıyla ilgili değişiklik talep edeceğiz. Mücadelenin kralını vereceğiz. 2002 yılında vergi matrahının birinci dilimi 13 brüt asgari ücretti. Yani bugünkü brüt asgari ücret olan 7 bin 500 lirayla, bu matrah 97 bin 500 lira ediyordu. 2009 yılında matrahın birinci dilimi 19 brüt asgari ücrete yükseldi. Yani bugünkü bürüt asgari ücret olan 7 bin 500 lirayla yaklaşık 150 bin lira ediyordu. Bu oranlarla, işçiler ancak 11 ve 12. ayda yüzde 20 oranına geliyordu. Peki, bugün böyle mi? Bugün verginin ilk dilimi 32 bin lira. Yani neredeyse 4,5 asgari ücret. Bizim üyelerimiz 3. ayda yüzde 20, 7. ayda yüzde 27 vergi oranına giriyor. Yılsonunda da, yüzde 35 oranında vergi ödüyor. Bu orana bir de sigorta primi kesintisini, işsizlik ödeneği kesintisini ekleyin, neredeyse her ay ücretimizin yüzde 54'ü vergiye gidiyor. O da yetmiyor, ücretimizin kalan yüzde 46'sıyla çarşıya pazara gidiyoruz. Yüzde 18 KDV ödüyoruz. Özel Tüketim Vergisi ödüyoruz. İletişim vergisi ödüyoruz. Evimiz varsa emlak vergisi ödüyoruz. Arabamız varsa otomobil vergisi ödüyoruz. Yani, ödüyoruz de ödüyoruz. Yahu Allah aşkına, böyle bir şey olur mu? Böyle haksız bir düzen, kabul edilebilir mi? İşçinin, emekçinin sırtına bu kadar binilir mi? İşte, o masada bunların mücadelesini vereceğiz. Ama o masada yalnız olmayacağız. O masada sizler de bizimle olacaksınız, güç vereceksiniz dedi.

***

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından ise kürsüye çıkan Ecoplas Genel Müdürü Bülent Yazıcı genel kurul delegelerine başarı dileklerini sundukları bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

***

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından Sakarya Şubemizin Faaliyet Raporu genel kurul delegeleri tarafından oybirliği ile kabul edildi. Bu bölümde Otokar’dan Sadettin Kanyılmaz ile Arma Filtre’den  Murat Piriştine  söz alarak konuştu.

***

Genel Kurula katılan misafirler arasında Kapaklı Kaymakamı Otokar İnsan Kaynakları Direktörü Berent Ergin, Otokar Endüstriyel İlişkiler Müdürü Bur Tunç, TKG Genel Müdürü Bülent Araç, TKG Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü Olcay Can, TürkTraktör İnsan Kaynakları Müdürü Tolga Abacılar, Sakarya Spor Başkanı Cumhur Genç ile siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yer aldı.

***

Tek liste ile gidilen seçimlerde Şube Başkanlığına Olcay Meriç, Şube Sekreterliğine Engin Acar, Şube Mali Sekreterliğine İsmail Cantimer, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine Erdoğan Akarsu ve Şube Eğitim Sekreterliğine Murat Yıldırım seçildi.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol